Önümüz kış. soğuk günler kapıda. Uzmanlar, ısı yalıtımının iyi yapılması durumunda ülkemizin yıllık 3 milyar dolar kazanç sağlayacağını belirtiyor. Uzmanlar, yalıtımın lüks değil, zorunlu bir ihtiyaç olduğunu vurguluyor. Ülke çapında yapılacak bir ısı yalıtımı kampanyasıyla elde edilecek enerji tasarrufunun yıllık 3 milyar doları bulacağını belirtiliyor. Bu rakam 2 tane Keban Barajı'na harcanan paradan daha fazla bir miktara karşılık geliyor. Enerji maliyetinden elde edilen tasarrufun, kültür, eğitim ve sağlık harcamalarına aktarılarak toplumsal yaşam kalitesinin artırılabileceğini belirten uzmanlar, bu kadar getirisine karşılık yalıtım sözcüğünün, inşaat sektörünün en temel yasası olan İmar Yasası'nda bir kez bile geçmediğini söylüyorlar. Kis geldi çatti, sobalar, kaloriferler yanmaya basladi. Her yil sadece isinmak için cebimizden ne kadar fazla para çiktigini ve enerji savurganligi yaptigimizi hiç düsündünüz mü? Oysa birincil enerji kaynaklarinda (linyit, taskömürü, petrol, dogalgaz ve hidrolik enerji kaynaklari) disa bagimli olan ülkemizin bu konuyu enine boyuna düsünmesi lazim.
Yalitim fikri uygarligin baslangicina kadar gidiyor. Insanlar dis etkenlerden korunmak amaciyla ilk olarak en basit ve ilkel sekliyle, hayvan derilerinden ve yünden yapilan giysilerden yararlanmislar.
Binalarda ise isi yalitimi yapilmasi gerekliligi ((. Dünya Savasi sonrasinda ortaya çikmistir. Bu döneme kadar genellikle yigma tarzli insa edilen yapilarda isi yalitimi sorunu yasanmiyordu çünkü yigma yapilarin kalin duvarlari dogal yalitim sagliyorlardi. Ancak ((. Dünya Savasi'ndan sonra beliren büyük konut gereksinimi, arsalarin azalmasi ve maliyetlerin artmasi, binalarda kullanilan alanin çogaltilmasi geregini dogurmustur. Bu sayede gelisen betonarme yapim sisteminde tasiyicilik görevini kaybedip incelen duvarlar yeterli fiziksel kosullari saglayamadigi için isi ile ilgili problemler daha çok yasanir hale gelmistir.
Öte yandan, yirminci yüzyilin ortalarindan itibaren hava kirliligi ve birincil enerji kaynaklarinin giderek azalmasi sorunlari karsisinda enerjinin etkin kullanimi ve korunumu ülkelerin gündemini mesgul etmeye baslamistir. Türkiye'de ise bu mesele gecikmeyle 1990'lardan itibaren önem kazanmaya baslamistir.
Türkiye'de tüketilen enerjinin en büyük bölümü, konutlarda isitma ihtiyacini gidermek amaciyla kullanilmaktadir. Ülkemizdeki binalarin çogunlugunda isi yalitimi ya yetersiz ya da hiç yoktur. Bu nedenle bina içinde oda sicakligi düsük oldugu için konfor düzeyi düsmektedir ya da oda sicakligini yükseltmek için asiri enerji tüketimi yapilmaktadir
Oysa binalarda yapilacak isi yalitimi sayesinde hem kendimizi hem ülkemizi kazançli hale getirebiliriz. Bina ve isitma sisteminde yapilacak basit isi yalitimi uygulamalari ile yakit ve enerji tasarrufu saglayabiliriz. Hatta kalorifer tesisati maliyeti ve toplam bina maliyetlerinde de düsüsler elde edilebilir. Ayrica bu uygulamalarin artmasi hava kirliliginde de azalma saglayacaktir.
Türkiye'deki binalarin isi yalitim seviyeleri ile Avrupa ülkelerindeki binalarin isi yalitim seviyeleri karsilastirildiginda, ülkemizdeki yetersizlikler açikça görülmektedir. Ülkemizdeki yillik isi yalitim malzemesi kullanim miktari kisi basina 0,02 m3 iken, ayni deger Fransa'da 0,28 m3'e, Almanya'da 0,33 m3'e, Danimarka'da 0,99 m3'e ve Isveç'te 1,03 m3'e ulasmaktadir. Ayrica Avrupa ülkelerinde uygulanan yalitim malzemesi kalinligi 10-20 cm; duvarlar için Iskandinav ülkelerinde 10-25 cm, Orta Avrupa ülkelerinde ise 5-10 cm'dir. Türkiye'de ise bu konuda zorunlu bir standart olmasina ragmen, binalar ya yalitimsiz olarak ya da birkaç cm'lik yetersiz uygulamalarla insa edilmektedir.
Ülkemizde yalitimla ilgili yasal düzenlemelerde de eksiklikler vardir. En son 1998'de TS 825 "Binalarda Isi Yalitim Kurallari" standardinin revizyonu tamamlanmis ve isi yalitimi zorunlu hale getirilmistir.
Sonuç olarak Türkiye gibi birincil enerji kaynaklari açisindan disa bagimli bir ülke için enerjinin etkin kullanimi ve korunumu son derece önemli bir konudur. Bu amaçla, özellikle binalarin isi yalitim uygulamalarina agirlik verilmeli, gerekli yönetmeliklerin çikarilmasi saglanmali ve isi yalitimi uygulamalarina daha siki bir denetim getirilmelidir. Bütün bu islemler yapilirken, mevcut binalari da unutmamali, mutlaka onlar için de revizyonlar yapilmalidir.
Hani yirmi yil kadar önce televizyon tek kanalken sik sik markasiyla özdeslesen bir yalitim malzemesi reklami izlerdik: "Sagolasin Izocam!". Bugün de söylenecek söz ayni: "Sagolasin yalitim!"
2 Ocak 2008 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder